19 Temmuz 2020 Pazar

Nereye kadar sabretmeliyiz?



               Eğer ki genç bir yaşta iseniz büyüklerinizden en çok duyduğunuz uyarı mutlaka "Acele etme, sabretmelisin. Hiçbir şey hemen yoluna girmez." olur. Başta iş hayatı olmak üzere pek çok konuda bu öğüdü alırız. Elbette ki herkesin geçtiği taşlı yollar vardır. İnsanların yüzlerindeki rahat tebessümlerin, davranışlarındaki sakinliğin temellerinde o taşlı yollar yatar. Kendileri tecrübe ettikleri için genç ve yolun başındaki kişilere sabretmeleri konusunda telkinlerde bulunurlar. Her ne kadar bundan sıkılıp bunalsanız da haklı olan taraf sabretmenizi söyleyen taraftır. Ama nereye kadar sabretmelisiniz?

               Bu yazıda size geçen sene hayatım hakkında düşünmekten bıkdığımda aldığım bir karardan bahsedeceğim. "Dişçi koltuğunda gibi davranmak."  Garip veya saçma olduğunu düşünebilir, "Ne alakası var dişçi ile hayatın?" diye sorabilirsiniz. Gerçekten ben de nasıl aklıma geldi bilmiyorum ama tamamen bana ait bir metot bu. Dilerseniz detaylandırayım:

              Düşünün ki bir tedavi için Diş Hekimine gidiyorsunuz. Anestezi işlemi uygulandı ve koltuğa oturdunuz. Hekiminiz işleme başlıyor. Ne yapmalısınız? Eğer korkarsanız ve debelenirseniz tedaviniz düzgün şekilde tamamlanmaz. Bu kendinize zarardır. Sakin kalmalı ve hekiminize güvenmelisiniz. Korkmanıza gerek yoktur. Anestezi işlemi yapıldığı için canınız acımayacaktır, sabır ve sakinlikle beklerseniz sonuç iyi olacaktır.Olaya müdahale etmeniz doğru değildir. Peki aniden çok ağır bir ağrı hissederseniz? Canınız çok acırsa? Hala beklemeye devam mı etmelisiniz? O acıya katlanıp susmalı mısınız? Tabi ki hayır! Eğer canınız gerçekten acıyorsa yolunda gitmeyen bir şey vardır. Müdahale etmeniz gereken nokta tam olarak bu noktadır.

               İşte hayatta başımıza gelenlerin de tam olarak böyle olduğunu düşünüyorum. Aynı diş tedavisi gibi bazen başımızdan sıkıntılı ve tatsız durumlar geçer. İlişkiniz zor bir dönemden geçiyordur, yaşamak istemediğiniz bir yerde yaşıyorsunuzdur veya işinizle alakalı problemli bir dönem geçiriyorsunuzdur. Her insan böyle şeyler yaşar. Bu zorlu dönemlerin sonunda mutlaka bir rahatlama ve ödül vardır. Sabretmelisiniz. Sonuç almak için acele etmemelisiniz. Size sıkıntı veren bu dönemi yaşamak zorundasınız. Size öğreteceği ve katacağı birçok şey vardır. Her ne yaşıyorsanız hayatınızın küçük bir parçasıdır ve elbet bitecektir. Ancak bu durumların ve olayların içinde gerçekten canınızı yakan anlar oluyorsa akışa müdahale etmelisiniz. Çevrenizden aceleci ve sabırsız olduğunuza ve her şeye hemen sahip olmak istediğinize yönelik yorumlar tabi ki de gelecektir. Bunları kendinize dert etmemelisiniz. Ben de geçtğimiz seneden beri hayatımda olan olaylara büyük müdehalelerde bulunmuyor ve sonuçları hakkında kendimi yormuyorum. Sakince bekleyip ne olacağını görüyor ve büyük resme odaklanıyorum. Tüm bunlar olurken müdahale etmem, karşı çıkmam gereken olayları da canımın ne kadar acıdığını ölçerek tespit ediyorum. 




               Lütfen başınıza gelen olaylara sabredin. Sonsuza kadar sürmeyeceğinden emin olun. İçinde bulunduğunuz durum ne kadar kötüye giderse gitsin ondan faydalanmaya çalışın. Ödülünüzü alacaksınız. Ama müdahale etmeniz gereken, karşı çıkmanız gereken zamanı da kollayın. Nereye kadar sabretmeniz gerektiği size bağlı.


   Okuduğunuz için teşekkürler :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nereye kadar sabretmeliyiz?

               Eğer ki genç bir yaşta iseniz büyüklerinizden en çok duyduğunuz uyarı mutlaka "Acele etme, sabretmelisin. Hiçbir şey h...